Üyelik Girişi
Site Menüsü
Site Haritası
ÖĞRENCİ GÖZLEM FORMLARI
Engin ASAN
enginasan2505@hotmail.com
İZ BIRAKAN ÖYKÜLER - 2
30/03/2012
 

                Kartal yuvasını andıran bir  cennet  köşesindeyim. Karların ve çiçeklerin kardeşliğini  ve uyumunu  seyretmeye doyamaz insan. Köpüklü, bembeyaz  ve çağlayarak akan derelerin sesini  dinlemek ayrı bir keyif verir . Köyümüz Kaçkarların tepesinde olduğundan sis daha aşağılara çöker ve  insan bulutların üstündeymiş hissine kapılır .Karşı dağlardaki yemyeşil ormanı, yaban keçileri de ayrı bir güzellik katar.

                Eşsiz doğal güzelliklerinden daha da güzel olan ise   yapmacıksız, içten ve  samimi insanları. Canlarım, öğrencilerim.

                Her fırsatta görmek için can attığım, tandırındaki ekmeğin kokusunu, tencerede patlayan patatesin tadını,kış gecelerindeki doyumsuz yarenliklerini asla unutamadığım, unutulmadığımı bilmenin mutluluğunu yaşadığım  o güzel insanlar ve güzel  mahalle.

                Bütün bu güzelliklerin üstünde  bir ana, bir baba bellediğim ev sahiplerim. Ana dersen ana, baba dersen baba. Üç yıl onların yanında bir evlat gibi yaşamış olmak hayatımdaki en değerli zaman dilimi. Başka bir köye tayinim çıktıktan  sonra kendime bile açıklayamadığım bir sebeple bir daha gidemedim, göremedim. 

Üç yıl kadar sonra ilçede seminere  katılırken o köyden birisiyle karşılaştım. Köyü sordum, Dursun Dede’yi sordum. Çok hasta olduğunu ve 10 gündür Artvin’ de hastanede yattığını söyledi.Yanımdaki arkadaşıma döndüm ve  Artvin’e gidiyorum,dedim.  O da gelmek isteyince  birlikte ilk otobüse atlayarak  akşam saatlerinde Artvin’ e ulaştık.   Hastanede  Dursun dedenin yattığı  odayı bulup içeri girdim. Odada üç kişi yatıyordu. Onlara;

-Dursun Karagöz’ü arıyorum. Dedim. Hastalardan birisi başı ile kapının arkasındaki yatağı gösterdi. Döndüm ve yatağın başına gittim.

-       Dursun Emmi ! diye seslendim. Gözlerini açtı, göz göze geldik. Gözleri  büyüdü, büyüdü, ani  bir refleksle yatağında doğrulup oturdu.

                -  Allah’ım, sana şükürler olsun!... diye söylenmeye   başladı. Sonra karşıda yatan hastalara dönerek ;

                - Ben size demedim mi?  Onu görmeden Allah benim canımı almayacak…..

Gözlerimizden oluk gibi yaşlar boşaldı, birbirimize sarıldık. Ne kadar zaman geçti bilmiyorum. Bütün bir üç yıl gözümün önünden bir film şeridi gibi gelip geçti.  Hıçkırıklar arasında sitemler, sitemler;

                -Niye gelmedin oğlu niye ?

                Omzumdan bir el beni geriye doğru çekti,  döndüm,  Iğdırlı öğretmen arkadaşım Ergun. Gözyaşları yanaklarından süzülüyor.

                -Sen ne biçim insansın be!... Bu insanlar seni böylesine severken, evlat bellemişken nasıl gitmezsin!  Nasıl böyle davranırsın?... Ben parçalayacak nerdeyse.

                Hıçkırıklar arasında Dursun dede  beni  kendine çekti. Ben de onun kokusunu içime. Mahallenin bütün kokularını, öğrencilerimin kokularını, teyzemin lorlu çorbasının kokusunu içime çeker gibi.

                Hemşireler, doktorlar geliyor ama dede beni bırakmıyor. Gece yarısına doğru yorgun düştü, hemşirenin buğulu gözlerle yaptığı iğne sonrasında yatağa uzandı. Dudakları kıpır kıpır:

                -Allah’ım artık sana gelebilirim… Bu cümleden sonra ben eriyip bittim. Dursun dede uyuyunca  sabaha karşı  gece 3-4 gibi  hastaneden ayrılıp  öğretmen evine gittik.

                Sabah erkenden  yanına uğradım. Biraz daha sakinleşmişti. Bir süre sohbet ettik. Ayrılma vakti gelmişti ellerinden öptüm, sarıldım. O ise durmadan dua ediyordu. Sessizce yanından ayrıldım.

                Artvin Yusufeli arasındaki 70 km lik yolu içime akıttığım hıçkırıklarla ve kendime duyduğum hınçla , hiç konuşmadan geldik.

             -  Üç gün sonra  Dursun Dedenin ölüm haberi geldi.  Birkaç gün sonra Yusufeli’nde  oğlu ile karşılaştım.

-  Dede hep seni sayıkladı. O benim üçüncü oğlumdur derdi. Hastane de 

hep seni bekliyordu. İyi  ki geldin, yoksa gözleri açık giderdi. Ne diyeceğimi bilemedim. Gözlerim doldu, boğazıma  bir şeyler düğümlendi. Sustum.

Oşnaklı teyzem hayatta, sağlığı için dua ediyorum.  Dursun dedeyi ise rahmetle anıyorum

             Allah onlardan razı olsun.

 

Artvin-Yusufeli

Bakırtepe –Çayırıçi Mah.



780 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

İNSAN VE DÜNYA - 11/03/2017
İNSAN VE DÜNYA
ZOR GÜNLERDEN GEÇİYORUZ - 18/12/2016
ZOR GÜNLERDEN GEÇİYORUZ
Geleceğimizin Güvencesi Çocuklarımız…… - 23/10/2016
ÇOCUK OLMAK - 23/01/2014
ÇOCUK OLMAK
ÇOCUK OLMAK - 23/01/2014
ÇOCUK OLMAK
BİLMELİSİN Kİ - 11/11/2012
BİLMELİSİN Kİ
ÇOCUK GİBİ DÜŞÜNEBİLMEK... - 20/04/2012
ÇOCUK GİBİ DÜŞÜNEBİLMEK...
İZ BIRAKAN ÖYKÜLER - 1 - 22/03/2012
İZ BIRAKAN ÖYKÜLER
HAYATTAN DERSLER - 10/03/2012
Acele etmeyin
 Devamı
Köşe Yazıları
Hava Durumu
Takvim
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam24
Toplam Ziyaret123753